Markalaşmada Farklı Bir Yönelim: Markasızlaşma
De-Branding kavramının dilimizdeki karşılığı olan markasızlaşma, markalaşma sürecinin bir parçasıdır. Markasızlaşma, pazarda belli bir yere gelmiş olan markaların yeni bir aksiyon almak üzere farklılaşmaya giderek ürünlerinden adlarını kaldırmaları faaliyetidir. Markalar, görsel bilinirlikleriyle zihinlerde yer ettiklerini düşündüklerinden, böyle bir yönelimi tercih edebilmektedir. Şimdi, markasızlaşma alanında kaç farklı yöntem olduğunu beraber inceleyelim.
Kişiselleştirme Yöntemiyle Markasızlaşma
Kişiselleştirme yöntemini iki farklı örnekle açıklayalım. Nutella; teşekkür amaçlı yürütmüş olduğu reklam kampanyasında, kavanozlarına kendi adı yerine potansiyel tüketicilerinin isimlerini yazarak markasızlaşma örneği sergiliyor. Coca-Cola’nın da zamanında kurumsallığı azaltma amaçlı kullandığı yöntem; şişe tasarımlarına yansımış olup oldukça ilgi odağı olmuştu.
Jenerik Markaya Dönüşme
Selpak, Gilette gibi markalar da ürün kategorisinde ilk kez piyasa sürülen ürünler olmaları sebebiyle sektörde peçete ya da tıraş bıçağı yerine, kendi adlarının kullanılmalarını sağlamışlardır. Yani markasızlaşma, kulaktan kulağa dolaşarak jenerikten markaya dönüşümün yaşanmasına yol açmıştır.
Modern Markasızlaşma
Üçüncü ve en modern markasızlaşma modelimizde; yavaş yavaş logosundan ismini kaldıran markaları görüyoruz. Starbucks, Apple ve Nike gibi dev markalar, tüketicileriyle aralarında samimi bir hava yakalamayı hedefliyorlar. Bu modelin yalnızca büyük ve tanınmış markalara uygun olduğunu söylememiz gerekir.
Sonuç olarak markaların hedef kitleleriyle farklı bir iletişim kurmak adına yürüttükleri faaliyetlerden biri olan markasızlaşma, özellikle küresel çaptaki markalar tarafından yerel pazarı da yakalamak amacıyla kısa süreli reklam kampanyalarında tercih ediliyor. Markanızı hayal ettiğiniz yerlere taşımanız dileğiyle…